|
![]() |
Özeti |
google map link için tıklayın |
Hakkında Bilgi |
Bolu (Resimler İçin Tıklayın Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz bölümünde yer alır. İl arazisinin yaklaşık % 18’ini tarım alanları oluşturmaktadır. Orman alanları ise % 59’luk bir oran ile Türkiye ormanları içinde % 2,55’lik paya sahiptir. Çayır ve meraların kapladığı alan yaklaşık % 15’tir. Geriye kalan % 8 dolayında alan ise tarım dışı alanlardır. Bolu il Merkezine göre; Dörtdivan, Yeniçağa ve Gerede ilçeleri doğuda, Mengen kuzeydoğuda, Göynük ve Mudurnu ilçeleri güneybatıda, Seben ve Kıbrıscık ilçeleri ise güneyde yer almaktadır. Bolu’nun, batısında Düzce ve Sakarya, güneybatısında Bilecik ve Eskişehir, güneyinde Ankara, doğusunda Çankırı, kuzeyinde Zonguldak ve kuzey doğusunda Karabük illeri yer alır. Bolu yöresine ilk yerleşenlerin Bebrikler olduğu sanılmaktadır. Bebrikya adıyla anıldığı sanılan bu yöreye İ.Ö. 8. yy sonra batıdan gelen Bithynialılar yerleşti. Daha sonra Bithynia olarak adlandırılan bu topraklardaki başlıca yerleşme yerleri Kienos (daha sonra Prusias, bugün Konuralp) ile Bithynion (bu günkü Bolu)’du. İskender’in ölümünü izleyen dönemde Bolu yöresinde bağımsız Bithynia Krallığı kuruldu. Roma döneminde önemi artan Bithynia, Bizans yönetimi altındayken elverişli doğal konumu sayesinde 7. ve 9. yüzyıllardaki Arap akınlarından etkilenmedi. 11. yy’dan sonra Bizanslılar ile Anadolu Selçuklular arasında el değiştiren yöre 13. yüzyılda Anadolu Selçuklularının, daha sonra İlhanlıların eline geçti. Osman Gazi döneminde (1299-1324) Konur Alp tarafından Osmanlı topraklarına katıldı ve sancak merkezi yapıldı. 1324-1692 dönemine Bolu'yu yöneten sancak beyleri arasında Konur Alp, Gündüz Alp, I. Süleyman (Kanuni) ve Zor Mustafa Paşa dikkat çeker. Bu dönemde, bir ara İsfendiyaroğulları’nın istila ettiği Bolu, 1692'de sancak beyleri yerine atanan Voyvodalarca yönetildi. 1811'de II. Mahmud voyvodalığı kaldırınca, Bolu-Viranşehir adıyla yeniden sancak oldu. 1864 Vilayet Nizamnamesi ile Bolu Sancağı Kastamonu Vilayetine bağlandı. II. Meşrutiyet ilan edildiğinde Bolu Kastamonu’ya bağlı olduğundan, ilk Bolu Mebusları Kastamonu mebusları arasında yer almıştır. II. Meşrutiyetten (1908) Cumhuriyet dönemine kadar bağımsız sancak olarak yönetilen Bolu, 1923’te Vilayet haline getirildi. Bolu’nun son Mutasarrıfı Ahmet Fahrettin Bey, Bolu’nun ilk valisi oldu. Roma döneminde Bithynium olarak anılan kente İmparator Cladius’un hüküm sürdüğü yıllarda Cladiopolis adı verildi. İ.S. 12. yy. başlarında İmparator Hadrianus’un sevgilisi Antinoos’un doğum yeri olması nedeniyle önem kazanan kent daha sonra Hadrionapolis olarak adlandırılmaya başlandı. Bir piskoposluk merkezi olan ve Bizans döneminde Polis denen kenti, 11. yy’da yöreye gelmeye başlayan Türkmenler Bolu olarak adlandırdılar. Bolu’da ekonomik yaşamın temelini tarım ve hayvancılık oluşturmakta ve faal nüfusun % 63’ü tarım sektöründe çalışmaktadır. Bolu il topraklarının %17.69’u tarım alanı, %57’si ormanlık alan, %14.71’i çayır ve meralardır. Tarım alanlarının % 23’ü sulanabilmektedir. Tarımda kullanılan arazinin büyük bir bölümünü patates, pancar, buğday, arpa başta olmak üzere tarla bitkileri oluşturmaktadır. Bağ, sebze, meyve bitkileri üretimi de il çapında Bolu Ankara ve İstanbul gibi iki büyük metropolün arasında olmasına rağmen sanayileşme açısından yeterli gelişme gösterememiştir. Ankara-İstanbul yolunun Bolu’dan geçmesi, ulaşım imkanlarını arttırmış, karayolu taşımacılığını özendirmiş ve buna bağlı küçük yan sanayi kuruluşlarının sayısını yükseltmiştir. 1973 yılından itibaren kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınan Bolu’ya, sermaye akımı başlamış ve imalat sanayi, orman ürünleri sanayi, gıda sanayi kollarında önemli artışlar olmuştur. Bu gelişmeye paralel olarak Gerede ilçesinde 100 hektarlık alanda organize sanayi bölgesi ve 120 hektarlık alanda deri organize sanayi bölgesi, Yeniçağa ilçesinde de 120 hektarlık alanda organize sanayi bölgesi oluşturulmuştur. Ayrıca Bolu il merkezi ile Gerede, Yeniçağa, Mudurnu ve Mengen ilçelerinde de küçük sanayi siteleri açılmış, faaliyetlerine devam etmektedir. İl alanının yarıdan fazlasını kaplayan ormanların ekonomiye etkisi, önemli ölçüde yüksektir. Orman ürünleri işleyen fabrikalar ilin ekonomisine ve istihdamına oldukça katkı yapmaktadır. Özellikle son yıllarda Bolu’da büyük alışveriş merkezlerinin açılması ve üniversite öğrencisi sayısının yıldan yıla artması da ticari hayata canlılık getirmektedir. Tarihi ve Turistik Mekanlar Kongre Turizmi: İl, kongre turizmi konusunda ideal bir konuma sahiptir. Özellikle Abant bölgesinde bulunan tesisler kongre turizmi konusunda büyük taleple karşılaşmaktadır. İlin bu turizm dalında yoğun ilgi görmesinde en büyük etken, Ankara ve İstanbul’a kolay ulaşımı ve yıl boyunca, seminer, sempozyum, panel gibi toplantıların düzenlenebileceği çok kaliteli ve sayıca zengin turistik otellerin varlığıdır. Kartalkaya Kayak Merkezi: Türkiye’nin en gözde kayak merkezlerinden biri olan Kartalkaya kayak ve snowboard merkezi Batı Karadeniz bölgesinde, Bolu ilinin güneydoğusunda, Köroğlu dağları üzerinde yer almaktadır. Kartal kaya Kayak Merkezi Alp disiplini kayak ve Tur kayağı için çok uygun koşullara sahiptir. Kartalkaya Kayak Merkezinin kayılabilen alanı 1850 - Mudurnu Evleri: Kentsel SİT alanı ilan edilen Mudurnu, eski Türk evleri bakımından önemli bir özelliğe sahiptir. Sivil mimari özellikleri açısından Göynük evlerine benzerlik gösteren ilçenin, tarihini ve kültürünü yansıtan bu evler korumaya alınmıştır. İlçede bulunan 165 adet konut ve 8 adet cami, çeşme, hamam olmak üzere toplam 173 adet mimari değeri yüksek yapı bulunmaktadır. Armutçular Konağı ise bu yapılar içinde öne çıkmaktadır. Göynük Evleri: Kentsel SİT alanı ilan edilmiş bulunan Göynük, eski Türk evleri bakımından zengindir. Burada bulunan evler 20. yüzyıl başlarına aittir. Evlerin çatıları genellikle kırma çatı türünde olup, üzerleri yerli kiremitlerle örtülüdür. Bazı evlerin oturma odalarında çeşitli motiflerle süslenmiş tavanlar bulunmaktadır. Evler, genellikle, zemin katlı bir veya iki katlı olarak inşa edilmiş olup, içten merdivenlidir. Evlerin önünde genellikle “hayat” adı verilen avlular da yer almaktadır. Yukarı Taşhan: Bolu, Büyükcami Mahallesi’nde bulunan Taşhan, 1804 yılında yapılmıştır. İki katlı ve açık avlulu olan Taşhan’da toplam 30 oda bulunmakta ve halen iş merkezi olarak kullanılmaktadır. Çeltikdere Bizans Kilisesi: Seben ilçesinin Çeltikdere köyü yakınındadır. Orta Bizans döneminin klasik dini mimarisine uygun olarak haç biçiminde kesme taş ve tuğladan inşa edilmiştir. Akşemsettin Türbesi: Fatih Sultan Mehmet’in hocası olan ve 1459 yılında vefat eden Akşemsettin’in türbesi, Göynük ilçesinde Gazi Süleyman Paşa Camii’nin avlusunda bulunur. Osmanlı ilim dünyasının bu büyük şahsiyeti adına 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan türbe, altıgen planlı olup, küfeki taşından inşa edilmiştir. Türbe içerisinde bulunan, ceviz ağacından yapılmış olan sanduka, ahşap işçiliğinin çok değerli bir örneğidir. Tokadi Hayreddin Türbesi: Tasavvuf kaynaklarının 1535 yılında vefat ettiğini kaydettikleri Tokadi Hayreddin Türbesi, il merkezinin Gerede Keçi Kalesi: Gerede’nin Gerede Asar Kalesi: Gerede’nin Abant Gölü: Bolu'nun Yayla Turizmi: Bolu, 300 civarında yaylası ile önemli bir potansiyele sahiptir. Bolu yaylaları ormanlarla kaplı dağlar üzerinde, gür akarsuların geçtiği, yemyeşil verimli düzlüklere yayılmıştır. Aladağ Yaylaları: Bolu’nun Mudurnu Yıldırım Camii: Mudurnu ilçesinde bulunan cami, 1382 yılında Yıldırım Bayezit tarafından şehzadeliği zamanında yaptırılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin ana mekanını Saraçhane Camii: İl merkezindedir. Kitabesine göre 1750 yılında Silahtar Mustafa Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Dikdörtgen planlı ve ahşap çatılı olan caminin doğu ve güney cephe duvarlarında sivri kemerli çeşmeleri vardır. Büyük Cami Yıldırım Bayezit Camii: Bolu Büyükcami Mahallesi’nde bulunan cami, Yıldırım Bayezit tarafından 1382 yılında yaptırılmış, 1899 yılında yanan caminin yerine şimdiki cami yapılmıştır. Çifte minareli, tek kubbeli olan caminin iç mekânında nakış işi iç süslemeleri ilgi çekicidir. Termal Turizmi: Bolu, jeolojik bakımdan yurdumuzun en önemli fay tabakası üzerinde kurulmuş olduğundan çok miktarda jeotermal su kaynağı ve kaplıcaya sahiptir.
Bolu Kaplıcaları: Yüzyıllardan beri kullanılan Bolu kaplıcalarından Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde beğeniyle bahsedilmiştir. Şehir merkezine C,°Doğal kaynaklı ve sondaj çıkışlı olan suyun sıcaklığı 42-44 Ph değeri ise 6,3’tür. Kaplıca suyu; bikarbonatlı (% 51,31 milival), sülfatlı (% 46,66 milival), kalsiyumlu (% 69,34 milival), magnezyumlu (% 19,18 milival), karbondioksitli (251,6 mg/lt) ve flüorürlü (1,9 mg/lt) bir bileşime sahiptir. Banyo ve içme kürlerine elverişli olan sular, romatizmal hastalıklara, deri, kan dolaşımı ve kalp hastalıklarına, solunum yolu hastalıklarına, kadın hastalıklarına, sindirim sistemi, safra kesesi, böbrek ve idrar yolları hastalıklarına, kemik ve kireçlenme rahatsızlıklarına, metabolizma ve beslenme bozukluklarına iyi gelmektedir. Büyük kaplıca suları 1767 mg/lt eriyik mineral değerine sahiptir. Karacasu Termal Turizm Merkezi: Yeri: Bolu İline bağlı Karacasu belediye sınırları içinde bulunmaktadır. Babas Kaplıcası: Mudurnu’ya Sarot Kaplıcası: Mudurnu’nun Pavlu (Kesenözü) Kaplıcası: Pavlu kaplıcaları, Seben ilçesinin Çatak Kaplıcası: Göynük ilçesinin |
Kütüphaneleri |
1.Bolu İl Halk Kütüphanesi - |
Yazarları |
1.Emin Barın - |
Bu şehirde kayıtlı üyeler |